ENDOKRİN SİSTEMİ VE ÖNEMİ…!
Bir insan vücudu ortalama olarak yüz trilyon hücreden meydana gelir. Bu hücreler çok karmaşık dokuları, organları, sistemleri oluşturur ve her bir hücrede imalat hatları, atık değerlendirme tesisleri, enerji üretim santralleri ve kendine has DNA’sı (ve daha keşfedilmemiş birçok şey) vardır.
Ölünceye kadar günde 24 saat (hiç aralıksız olmak üzere) canlı kalabilmemiz için çalışan “Endokrin Sistemi; ruh halimizi, ürememizi, büyümemizi, gelişmemizi, metabolizmamızı, organlarımızı, dokularımızı, tüm sistemlerimizi kontrol altında tutarak, gerektiği vakit gerekli hormonları salgılayan ve yapılması gereken (trilyonlarla ifade edilemeyecek kadar) sayısız kimyasal işlemlerin hücrelerimizde gerçekleşmesinden sorumlu ve söz sahibi olan sistemimizdir.”
Kısaca “hücrelerimizin birbirleriyle iletişimini sağlayan, vücudumuzda ki tüm işlevlerde sorumluluğu olan, gerektiği vakit, gerektiği yerde, gerektiği kadar hormon salgılayarak, hücrelerimizde ki sayısız kimyasal işlemden sorumlu olan hipotalamus, hipofiz bezi, epifiz bezi (beynimizde) tiroid, paratiroid bezleri (boyun bölgemizde), timus bezi (göğüs kemiği altında ak ciğerlerimizin ortası hizasında), adrenaller (böbreklerimizin üstünde), pankreas (midemizin arkasında), (kadınsanız) yumurtalıklarınız, (erkekseniz) testislerimiz (pelvik bölgemizde) den” oluşan sistemin adı “ENDOKRİN SİSTEMİ’dir.”
“Düşünce tarzımız, muhatap olduğumuz toksinler, hayat ve beslenme tarzımızdaki yanlışlar, sağlık açısından vücudumuzdaki tüm organ, doku ve sistemleri etkilediği gibi endokrin sistemimizi de etkiler.”
Yaşınız kaç olursa olsun üzüntü, sinir, stres, korku, olumsuz düşünceler, inflamasyon, toksin birikimi, kireçlenme veya enfeksiyon oluşumu gibi faktörler nedeniyle “Endokrin sistemimiz de meydana gelebilecek en küçük işlev bozukluğu,” ruhsal hastalıklardan, vücudumuzu oluşturan tüm organ, doku ve sistemlerimize kadar birçok bölgede çeşitli hastalıklara sebep olabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken konu, genel olarak sağlığımıza zarar verecek diğer faktörlerin yanı sıra, çeşitli bahanelerle “adı ilaç olan hapları yutmak” da endokrin sistemimizin fabrika ayarlarını bozacaktır.
Bu nedenle sayısız gerekçelerle reçete edilen kortizonlu haplar, depresyon hapları, bir kısım ağrı kesiciler, troit hapları, kortizol, insülin vs gibi yapay hormonlarda Endokrin Sistemimizi olumsuz etkileyecektir. Bu hapları yutarken daha bilinçli, daha dikkatli olabilmemiz adına, “Endokrin Sistemimizde oluşan aksaklıklarla bağlantılı olabileceği bilimsel olarak kabul edilen şikayetlerin” bir kısmını sıralamak istiyorum.
ENDOKRİN SİSTEMİMİZİN FABRİKA AYARLARINI BOZMUŞSAK
*Depresyon, huzursuzluk. sürekli sinirlilik hali veya diğer davranış bozuklukları.
*Aşırı yorgunluk, halsizlik ve üşüme hissi.
*Baş ağrısı.
*Düzensiz kalp atışı (ritim bozukluğu), yavaşlayan kalp atışı, hızlı kalp atışı veya çarpıntı.
*Kan şekeri seviyelerinde yükseklik veya açlık kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi).
*Yara ve enfeksiyonların iyileşmesinde gecikme, tekrarlayan enfeksiyonlar.
*Düşük tansiyon ve bu nedenle bayılma.
*İştah artışı, kilo artışı, ciddi anlamda iştah azalması sonucu veya istem dışı kilo kaybı.
*Kas güçsüzlüğü, kaslarda sertleşme, kaslarda, eklemlerde ağrılar ve şişlikler.
*Karın, kalçalar, göğüsler ve kollarda pembe veya mor renkte oluşan çatlaklar.
*Kabızlık, mide bulantısı, karın ağrısı, ishal veya kusma. (özellikle daha sık tuvalete çıkma)
*Kuru, kabarık cilt, ciltte incelme, kolay morarma ve hassasiyetin artması, yüzde kızarıklık veya ciltte aşırı yağlanma ile sivilcelerde artış.
*Titreme, (özellikle el ve parmaklarda.)
*Terlemede azalma veya aşırı terleme.
*Yüksek kan kolesterolü.
*Kuru, ince, kırılgan ve seyrekleşmiş saçlar.
*Hafızada zayıflama.
*Doğurganlık problemleri.
*Adet düzensizlikleri.
*Çocuklarda dikkat dağınıklığı, büyüme bozukluğu.
*El, ayak, yüz bölgesi başta olmak üzere vücudun kemik yapısında fazla büyüme.
*Çene, dil, dudak ve kaşlarda belirgin büyüme.
*Kemik erimesi (Osteoporoz).
*Özellikle kadınlarda (hassas bölgelerinde) aşırı tüylenme veya kıllanmada azalma.
*Çocuklarda (anormal şekilde) ergenliğin erken başlaması. (yaklaşık olarak kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşlarında)
*Ergenlik döneminde (kızların) yüzünde veya çenesinde tüylenme.
*Dişlerin arasında belirgin boşluk oluşumu.
*Bulanık görme.
*Uyku problemleri.
*Vücudun kötü kokması.
*Dışkıda kan görülmesi.
*Adet düzensizlikleri.
*Cinsel istekte azalma ve (erkeklerde) ereksiyon problemleri.
*Ağız mukozasında, deride, meme başlarında ve genital bölgelerin renginde özellikle ameliyat ve yara izlerinde koyulaşma (pigmentasyon).
*Isıya karşı hassasiyetin artması.
*Boynunuzun tabanında şişlik olarak görülebilen genişlemiş (guatr) tiroid bezi.
*Aşırı susama.
*Tuza duyulan ihtiyacın çoğalması.
*Sık sık idrara çıkma.
*Ses kısıklığı.
Gibi şikayetlere bağlı olarak “Endokrin Sistemimizin fabrika ayarlarını bozacak” hormonal hapları ilaç niyetine kullanmamız halinde vücudumuzda çok daha büyük hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini düşünerek, her şikayet için hemen “hapı yutmak” yerine “hayatınızdaki yanlışları ( Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim adlı kitabımda bulabilirsiniz, PDF olarak ücretsiz indirip okuyun.) gözden geçirerek vücudumuzun bizi iyileştirme çabasına” destek olalım.
Özet olarak “Hapı yutmamak için” ilaç diye verilen kimyasalları rast gele her bahane için kullanmayalım. En azından kullanmadan önce prospektüslerini okuyarak başımıza gelecekleri bilerek kullanalım ve sonradan kimseyi suçlamayalım.
Sağlık anlayışımızın değişmesine katkı sağlaması umudu ve her şeye rağmen keyifli ve huzurlu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle…
Ümit Yurtkuran
Çok güzel ifade ettiniz teşk ederim aynen düşünüyorum
bir şekilde sağlık sistemini tanıyanların çoğalması şart millet büyük bir tuzağın içinde