Tıp tarihçilerine göre 1897 yılında Dr. Felix Hoffmann tarafından keşfedildiği kabul edilen ve 1971 yılından itibaren tüm dünyada mucizevi bir ilaç olarak tanıtılarak eczane raflarında yerini alan bu küçük hap, son yıllarda “doktorların pek çoğu tarafından her gün kullanması faydalıdır şeklinde tavsiye edilmektedir.”
Ancak aspirinde kimyasal bir ilaçtır ve diğer kimyasal ilaçlar gibi toksik maddelerden yapılmıştır ve pek çok zararlı etkileri vardır. Basit bir baş ağrısından kurtulmayı veya pıhtılaşma korkusuyla kan sulandırıcı olarak aspirinden fayda görmeyi düşünürken, çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmanız mümkündür.
Amerikan Gastroenteroloji Koleji ve Mayo Clinic de dahil olmak üzere birçok kaynağa göre, analjezik nefropati adı verilen “düzenli aspirin kullanımından dolayı” mide astarının tahriş olması sonucu ülser, mide kanaması, bağırsak mukozası tahribi, böbrek hasarı, bazı durumlarda beyin kanaması, kulak çınlaması ve reye sendromuna (karaciğerde ve diğer organlarda tahribat ve yağ birikmesine) neden olabilir ve “bu şikayetler hiçbir şekilde aspirinle irtibatlandırılmaz.”
Bu “ölümcül reye sendromu, özellikle çocuklarda hızlı bir şekilde ortaya çıkabilir” ve hayati organları, özellikle beyin ve karaciğeri tahrip ettiği için ölümcül zararlar verebilir. Çoğu zaman “reye sendromunun kurbanı, su çiçeği gibi viral enfeksiyonu olan, ateş düşürme ve ağrı giderme için aspirin alan bir çocuk” olabilir. Tüm ebeveynlerin bu durumu dikkate alarak “çocuklarına aspirin vermekten kaçınmaları gereklidir.”
Aspirinin, birçokları tarafından bilinen bu zararları yanında pek bilinmeyen ama çok önemli bir yan etkisi (zararı) daha vardır. ABD’nin Vermont eyaletinde yapılan bazı araştırmalar sonucu, “parkinson ve alzheimer gibi zaman geçtikçe ağırlaşan birçok hastalığın, vücuttaki fazla alüminyum birikmesinden kaynaklandığı keşfedilmiştir.”
Bir çok okuyucum haklı olarak, bunun aspirinle ne ilgisi var diyeceklerdir. “Alüminyum çeşitli markalar altında pazarlanan yapay aspirin haplarının en önemli bileşenlerinden biridir.” Sürekli kullanılan aspirin hapları bir yandan baş ağrısı, kan pıhtılaşmasını önleme gibi basit şikayetlerimiz le mücadele etmemize yardımcı olurken, diğer yandan da “vücudumuzda aşırı alüminyum birikmesine” neden olarak pek çok ölümcül hastalığa da yol açmaktadır.
Eğer birde; mutfaklarımızda alüminyum tencereler, çaydanlıklar, folyolar ve içecek kaplarını kullanıyor, alüminyum kutularda satılan gazlı içecekleri fazla tüketiyorsak vücudumuzdaki alüminyum düzeyinin yükselmesi çok daha hızlı olacaktır.
Halbuki frambuaz olarak da bilinen “ahududu, söğüt ağacı, zencefil ve zerdeçal gibi bitkiler,” içlerinde barındırdıkları “salisilik asit ve diğer aktif maddelerle” aspirinin yaptığı faydadan çok daha fazlasını hiçbir yan etki göstermeden yapan “doğal, organik aspirinler dir.” Bu bitkilerin hangisi kullanırsanız kullanın, aspirin den göreceğiniz faydadan çok daha fazlasını sağlayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Örneğin; eşsiz bir lezzete sahip olan ahududunun yararları oldukça fazladır. Bu değerli meyvenin içeriğinde, folik asit, A vitamini, B 6 vitamini, B 1 vitamini, B 2 vitamini, C vitamini ve E vitamini, kalsiyum, potasyum, sodyum, magnezyum, demir, proteinler ve lifler bulunmaktadır.
Bu yararlı bileşenleri içeren ahududu; bağışıklık sistemini güçlendirir, kanser önleyici etkisi vardır, kan dolaşımını dengeler, kanı temizler, antiseptik, ağrı kesici ve idrar söktürücü özelliği sayesinde baş ağrılarını hafifletir, ödem atar ve “hiçbir yan etkisi de yoktur.” Tüm bu yararlı özellikler sadece meyvesinde değil, yaprak ve dallarında da vardır.
Ahududu çayını aşağıdaki şekilde kullanabilirsiniz:
Bir yemek kaşığı kadar parçalanmış ahududu yaprağı veya öğütülmüş dalı ya da kurutulmuş ahududuyu, kaynatılmış iki bardak suya atın. 10 ila 15 dakika demlenmeye bırakın. Ilıdıktan sonra tercihinize göre bir iki tatlı kaşığı hakiki bal atın karıştırın ve için. Daha sonra vücut ısınızı koruyacak şekilde üzerinizi örterek bir süre dinlenin. Hastalık durumunda günde 4-5 kez tekrarlamanız daha faydalı olacaktır.
Cuma gününün sağlık bilincimizin çoğaltılmasına vesile olması dileğiyle…
Ümit YURTKURAN
Çok faydalı bir anlatım olmuş. Teşekkürler.??