Anasayfa / 1.SAYFAYA DA EKLE / ÇÖLYAK VE KAN PIHTILAŞMASINA MAHKÜM DEĞİLSİNİZ !

ÇÖLYAK VE KAN PIHTILAŞMASINA MAHKÜM DEĞİLSİNİZ !

Buğday ve benzeri tahıllarda bulunan proteinlerin vücudumuzda ki sindirimi iki aşamada gerçekleşir.” Tahıl ürünlerinde bulunan proteinler “ilk aşamada mide duvarı tarafından üretilen sindirim sıvıları ile glüteno morfin veya gliado morfin” denilen (ve uyuşturucu olarak kullanılan morfin benzeri kimyasal yapılara sahip) “Peptitlere” ayrılırlar.

Daha sonra “sindirimin ikinci aşaması gerçekleşmek üzere” bu peptitler 12 parmak bağırsağına geçerler. Burada “pankreas tarafından üretilen çeşitli sıvılara maruz kalarak, enterositlerin mikro villuslarının üzerinde bulunan peptidaz adlı enzimler” tarafından parçalanarak, “vücudumuz için faydalı mikro gıdalar elde edilir ve emilmek üzere bağırsak duvarına ulaştırılırlar.”

İşte “bağırsak florası bozuk kişilerde, glüten alerjisine neden olan” (enterositlerin zayıflığı yüzünden gerçekleşmeyen) “sindirim aşaması budur.” “Peptidazlar tarafından parçalanmadığı için hiçbir değişikliğe uğratılmayan peptitler, glüteno morfin” yapısında kana karışarak, beyin ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını bozarak bir çok sağlık problemine, özellikle “çölyak hastalığına” neden olurlar.

Ayrıca bağışıklık sistemi; tam hazmedilmediği için “sindirilmeden kana karışan diğer gıda parçacıklarını yabancı madde olarak algılar” ve kısaca alerji dediğimiz bir “bağışıklık tepkisi gösterir.” Beynimiz bu tepkiyi hep hatırlar ve o gıdayı her tükettiğinizde bu maddelere karşı, “alerjik bir reaksiyon göstererek, antikorlar üretir.” Bu antikorlarla, alerjen maddeler aralarında etkileşim gösterdiklerinde, tüm vücudumuzda “alerjen/antikor kompleksleri” denilen “aşırı toksik maddeler meydana gelir.”

Bağışıklık sisteminin meydana getirdiği bu kompleksler vücudumuzda ki “detoks sistemi kapasitesinin çok üzerinde üretildiklerinde” ise karaciğerde, akciğerlerde, böbreklerde, beyin damarlarında, beyin zarlarında, kılcal damarlarda birikerek, “sağlığımızı bozacak bir dizi reaksiyona neden olacak kimyasallar salgılarlar.” Özellikle (nedeni tespit edilemeyen) damarlarda, eklemlerde veya organlarda meydana gelen “pıhtılaşmanın asıl nedeninin, alerjen/antikor kompleksleri olabileceği” unutulmamalıdır.

Alerjik bir bünye;” bağırsak florası bozuk, iyi çalışmayan bir sindirim sistemi, zayıf bir bağışıklık sistemi ve “bir çok hastalığın önemli göstergelerinden birisidir.

Alerjiler kesinlikle hafife alınmayarak, ciddi bir çok hastalık nedeni olarak düşünülüp, “antihistaminik kimyasallarla baskılamak yerine,” sindirim sistemimizi muntazam çalışır hale getirip, vücudumuzu toksinlerden temizleyerek, bağışıklık sistemimizi güçlendirip alerjik reaksiyonların ve “bir çok hastalığın en başından oluşmasını önlemenin” mümkün olacağı unutulmamalıdır.

Alerjik bir bünyeye sahipseniz; Kimyasal yada sentetik ilaçlar kullanarak, vücudunuzun hormon dengesini bozmadan önce, bağışıklık sisteminizin tepki verdiği gıda maddelerini belirleyin ve onlardan uzak durmaya özen gösterin. Daha da önemlisi “bağırsak floranızın normal, sindirim sisteminizin iyi çalışır durumda olmasına” dikkat edin. Ayrıca “bağışıklık sisteminizin güçlenmesine destek olacak şekilde,” yaşam tarzınızı ve beslenme şeklinizi değiştirin.

Arı sütü, propolis, polen, hakiki bal gibi arı ürünleriyle,” kakule, tarçın, hardal tohumu, turp tohumu, havuç tohumu, kırmızı kinoa, kaniwa, goji berry, yaban mersini, kuş burnu, keçi boynuzu, rezene, ginseng, çakşır otu, çörek otu, tere tohumu, keten tohumu, havlıcan, zencefil, ada çayı, kuş burnu, ekinezya, biberiye, civan perçemi, karanfil vs bitkilerle veya omega-3 yağ “bağışıklık sisteminizi güçlü kalmasına destek olun.

Ayrıca dışardan alınan (alkol, sigara, çamaşır suyu, deterjanlar, şampuanlar, sıvı sabunlar gibi çeşitli temizlik malzemeleri, saç boyası, oje, diş macunu, parfüm, deodorant gibi kişisel bakım ürünleri vesaire) “her türlü toksin kaynağını hayatınızdan çıkarın yada minimum seviyeye indirin.”

Karaciğer ve böbrek temizliği gibi “çeşitli detoks programlarından yararlana rak,” (mevsimine göre) “mürdüm eriği, siyah üzüm, kiraz, karpuz, ekşi elma, kırmızı pancar, siyah havuç, siyah turp, nar, greyfurt, limon, portakal, enginar, kereviz, brokoli” vb meyve ve sebzeleri, canlı olarak çeşitli şekillerde tüketerek vücudunuzdan toksin atımına destek olmaya çalışın.

Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umuduyla,  keyifli ve bereketli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle…

Ümit Yurtkuran

imzamiz

Ayrıca bunu da okuyabilirsiniz

SAĞLIĞINIZIN KIYMETİNİ BİLMEK İÇİN CORONAYI BEKLEMEYİN

Sağlık konusunda umutsuzluğun zirvede olduğu, çaresizliğin tavan yaptığı günümüzde; insanlar çok çeşitli algı operasyonları ile ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir