Benzer yazılar
Günümüz insanlarının pek çoğu hastalana kadar elinden gelen her türlü yanlışı yapıyor, sonrasında da bir doktora giderek iyileşmeyi bekliyor. Halbuki birazcık araştırıp dikkat etseler, görecekler ki; doktorlarımız da hastalıkları nasıl iyileştirecekleri konusunda “DSÖ’nün hazırladığı protokolde belirtilen kuralların dışında hiçbir şey yapacak durumda değiller.“ Dahası bu protokole göre zaten “pek çok hastalığın zaten tedavisi yok…”
Yani “negatif düşüncelerle dolu stresli bir hayat sürdürüp, sağlıksız beslenip, içki, sigara, çamaşır suyu gibi toksinleri hayatımızın bir parçası haline getirerek, kendimizi hasta etmek için elimizden geleni yaptıktan sonra, doktorların bizi iyileştireceğine boş yere inanıyoruz…”
Sağlık ya da hastalık bizim için birer tercihtir ve bu tercihleri yapanlar da bizleriz. Sağlığımızın sorumluluğu bize ait olmalıdır ve biz bu sorumluğu bir an önce üstlenerek “hastalık nedenlerini öğrenip çocuklarımıza da öğretmeliyiz.” Böylece onlarında daha sağlıklı, daha uzun ömürlü daha kaliteli bir hayat yaşama hakkına kavuşmasını sağlayabiliriz…
Özellikle çocuklarınızın “imalat hattından indirilmemiş, yani tamamlanmamış bir ürün olduğunu dikkate alarak,” kontrol adı altında her fırsatta Doktora götürüp hastalık aratmayın. Çünkü “Allah asla defolu mal üretmez.” Eğer çocuğunuzda herhangi bir hastalık veya rahatsızlık ortaya çıkarsa, bunun tek nedeni anne ve banın yaptığı yanlışlardır…
(Geniş bilgi “Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim” de, PDF olarak ücretsizdir.)
Yeni hafta sonunun yeni umutlara vesile olması dileğiyle…
Ümit YURTKURAN
Başlık, lokantacının karnımızı doyurmaya mecbur değil gibi bir ifadeyi çağrıştırdı…
Sonra düşündüm hakkaten de fast foos karnımızı doyururken aslında mikro açlığa neden olyor!
Ümit Bey ne kadar güzel ifade etmiş.
Yüreğine sağlık güzel insan.
Teşekkürler