Peki günlük hayatımızda yediğimiz içtiğimiz, kullandığımız hemen hemen her şeyin içinde (çeşitli kodlarla yer alan) renkli-renksiz sayısız (toksik) katkı maddelerinden sadece bir kısmını hayatımızdan çıkarmamız halinde neler olabileceğini hiç düşündünüz mü…?
Bu sorunun en doğru cevabını 1986 yılında International Journal of Biosocial Researh’de yayınlanan bir araştırma bu soruyu bilimsel olarak cevaplamaktadır. 1979 ve 1983 yılları arasında New York City devlet Okulları tarafından 1 milyondan fazla öğrenciye dağıtılan öğlen yemeklerinde katkı maddeleri olarak kullanılan kimyasallardan (sadece) renklendiricileri ve aromaları azar azar çıkarıldı.
Aynı süre içinde başka hiçbir değişiklik yapılmadan öğrencilerin akademik performansları yükselişe geçti. New York City Okulları Amerikan tarihinde herhangi bir okul bölgesinde akademik performansta ölçülen en yüksek dört yıllık artışı gösterdi…
Peki böyle bir artış tıbben mümkün mü? Kimyasal her türlü katkı maddesi toksiktir (zehirdir) ve beyin hücrelerini zehirleyerek “fabrika ayarlarını bozar.” Hayatımızdan toksinleri çıkarmamız yani beyin hücrelerine zarar vermeyi kesmemiz halinde “hücrelerin kendini yenileme kabiliyeti sayesinde “hücre sağlığı gelişir ve beyin hücrelerinin sağlığı geliştikçe düşünme, öğrenme ve hatırlama becerilerimiz de artar.
Günümüzde ilk ve orta öğretimde ki eğitim kalitesinin düşüklüğünden, üniversitelerimizde ki akademik performans tan şikayet etmek yerine sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik bir şeyler yaparak, çocuklarımızın zihinleri üzerinde ki en önemli faktör olan toksik maruziyetin minimum seviyeye indirilmesi için gerekenlerin yapılması çok daha doğru olacaktır…
Yeni haftanın yeni umutlara vesile olması dileğiyle…
Ümit Yurtkuran