Benzer yazılar
Corona VESİLESİYLE günlük hayatımıza giren ve her gün hepimizin birkaç defa duyduğu “bağışıklık sisteminin” varlığından artık haberdarız. Ancak “hastalıklardan uzak sağlıklı ve uzun bir hayat sürdürebilmemiz için; öncelikle güçlü ve fabrika ayarlarımıza göre çalışan bir bağışıklık sisteminin şart olduğunu” ve bu sistemin sağlıklı çalışıp çalışmamasının da “tamamen bizim yapıp ettiklerimize bağlı olduğunu” pek bilmiyoruz.
Bağışıklık sistemi; “anne rahminde alt yapısı hazırlanan, doğumla birlikte kusursuz bir şekilde çalışmaya başlayıp psikolojik durumumuz, düşünce yapımız, yaşadığımız çevre, beslenme şeklimiz ve hayat tarzımız gibi pek çok faktörün etkisine göre gelişip güçlenen” ve devamlılığını sürdüren. Yahut “hayat tarzımızda ki hatalara, kötü düşünce alışkanlıklarımıza, stresli yapımıza, beslenme yanlışlarımıza ve aldığımız toksinlere göre zayıflayan” bazen de çöken muazzam bir savunma sistemimizdir.
Halen “immünoloji bilim dalı” olarak araştırma ve inceleme çalışmaları devam etmektedir. Ancak vücudumuzun neresinden ne şekilde yönetildiği, hangi organımızın veya sistemimizin daha etkili olduğu tam olarak tespit edilebilmiş değildir. “Çok özel olarak yetiştirilmiş, çok özel görevler üstlenmiş üstün yetenekli müthiş bir iletişim ve koordinasyon içerisinde 24 saat hatasız çalışansürekli aktif halde yüz milyarlarca komandodan oluşan, mükemmel bir ordu gibidir.”
Bu sistem “vücudumuzda herhangi bir hastalığa sebep olabilecek veya hücrelere zarar verebilecek her türlü bakteri, virüs, mantar, patojenler, asitler, toksinler veya vücutla temas halinde olan tüm yabancı maddeleri tanıyıp yok edebilecek kabiliyete sahiptir.” Bu nedenle de “hasta olmadan sağlıklı ve uzun bir hayat yaşayabilme miz için” güçlü tutmamız gereken en önemli sistemimizdir.
Bu gün güçlü bir bağışıklık sistemine önceki dönemlerden çok daha fazla ihtiyacımız vardır. Çünkü dünya üzerindeki tehlikeli hastalıklardan etkilenme riski, önceki yıllara göre çok daha fazladır. Corona da olduğu gibi; bir hastalık ortaya çıktıktan çok kısa bir süre sonra seyahat, turizm ve ticaret yolu ile globalleşmektedir. Her yıl milyarlarca insanın seyahat ediyor olması, bulaşıcı viral hastalıkların kısa sürede yaygınlaşması için yeterli ortamı sağlamaktadır.
Bağışıklık sistemini güçlü tutmayı öğrenmek “kendi sağlığımızı korumanın yanında, ailemiz ve yakınlarımızın sağlığını korumak açısından da” hayati önem taşımaktadır. Çünkü bir annenin hamile kalmasının öncesinde ve sonrasında ki sağlık durumu ile beslenme düzeninden hayat tarzına kadar, olumlu ya da olumsuz yapacağı her şey, “doğacak çocuğun hayatı boyunca, sağlıklı ya da hastalıklı olmasında birinci derecede etkili olmaktadır.”
B iraz emek verip araştırıp öğrenmemiz halinde; bu “muazzam sistemi güçlü tutarak grip ya da corona gibi çok basit viral hastalıklardan, kanser gibi en ölümcül hastalıklara kadar pek çok yaygın hastalıktan zarar görmeden, daha sağlıklı daha kaliteli bir hayat sürdürmemiz mümkündür…”
( Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim PDF olarak bedava ve kaynak olarak yeter.)
Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umuduyla iyi pazarlar…
Ümit Yurtkuran
Eyvallah hocam ne güzel açıklamış siniz. Fabrika ayarları na Geri dönmek en güzel çare.
Fabrika ayarlarına dönmeye çalışanlara tebrikler…
Hayata bakış açısı, beslenme tarzı, düşünce yapısı ve şükür gerçekten çok önemli…
Kanser hastalığının en büyük nedeni stres yönetememedir. En büyük stres insanın elindekilerle yetişmemesi ve elinde olmayanlara üzülmesidir…
Moral, neşe ve insanın olduğu gibi görünmesi bağışıklığı destekleyen dopinglerdir…
aynen:) ancak en büyük nedenlerden birisi olarak…